Popüler Yayınlar

13 Ekim 2014

NEVŞEHİR

Nevşehir’e 3 kere gitme şansım oldu. Son ziyaretim belki bir Seymen Ağa’da bana denk gelir ümidiyle gerçekleşmiş olsa da, ellerim bomboş döndüm J


Nevşehir denilince akla ilk gelen şey elbette Peri Bacaları. Böyle bir doğa harikası ülkemin topraklarında olduğu için, kendimi gerçekten şanslı hissediyorum. Zaten gidince göreceksiniz turistlerin ilgisi oldukça yoğun.

Benim düşüncem şehirde zaman geçirmek için 3 gün ideal, fazlası kafa dinlemeceye girer.
Nevşehir’e gidip çömlek yapmadan dönmek olmaz, ortaya çok eğlenceli şeyler çıkabiliyor, öncesinde birkaç video izleyin derim ben J

Eminim bir çoğunuzun balona binmek gibi hayali var ama fiyatları duyunca hayaller suya düşebilir. (kişi başı 200 Euro) Fiyatları öğrenip kederlendikten sonra şarap evlerine uğrayabilirsiniz, cidden lezzetli şaraplar oluyor. Ayrıca bir akşam Türk gecesi ve sema gösterisine mutlaka katılın.

Gezilecek Yerler
Peri Bacaları: Zaten her yerde karşınıza çıkacağı için özellikle anlatmaya gerek yok. Gördüğünüz an hayran kalacaksınız, rüzgarın şiddetli esmesi sonucu oluştuğu söyleniyor. Gerçek bir doğa harikası.

Avanos: Çanak çömlek ustaları burada bulunuyor. Şehrin diğer taraflarında da çömlekçiler var elbette ama asıl merkezi Avanos. Burada çömlek yapmayı deneyebilirsiniz, çok eğleneceksiniz. Aynı zamanda Avanos el yapımı şarabının tadına bakmayı da unutmayın.


Derin Kuyu Yeraltı Şehirleri: Yemin ediyorum adı gibi derin bir kuyu. Git git bitmiyor, bir de yüksekliği o kadar küçük ki eğilmekten bel fıtığı oluyordum neredeyse. Zaten kuyudan çıkarken belinizi bacağınızı falan hissetmiyorsunuz. Zamanında tehlike anında sığınmak için yapılmış. İnsan elbette ki o derinlikte bir kuyunun kazılmasından, içerideki kaçış noktalarından çok etkileniyor. Ama bel problemi olanlar cidden maceraya girmesin derim ben.

Hacıbektaş Veli Külliyesi: Elbette Nevşehir’e gidip burayı es geçmek olmaz. Ki kimse es geçmiyor zaten, turist yoğunluğunun en çok olduğu yerlerin başında geliyor. Girmişken Hacıbektaş Veli Müzesine girmeyi de unutmayın.

Ne Yenir?
Düşünmeye bile gerek yok, mutlaka Testi Kebabını ve Nevşehir Tavasını burada deneyin.
Ayva Dolması da çok meşhur dediler ama ben yeme fırsatı bulamadım maalesef ama sizin imkanınız varsa denenecek lezzetler listenize ekleyiniz.
Şaraplarıyla bu kadar meşhur olmuş bir şehirde şarap içmeden hatta şarap almadan dönmek olmaz.

Nerede Kalınır?
Aslında burada her yer birbirine çok yakın olduğu için, bir çok otel merkezi sayılır zaten. Ama ben son gittiğimde Saklı Konak Cappadocia’da kalmıştım. Kelimenin tam anlamıyla muh te şem. Dizilerde izlediğiniz o ambiyansı bu otelde yaşıyorsunuz, hatta sadece otelde kalayım gezip görmeme gerek yok diyorsunuz. İnternetten biraz araştırırsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Fiyatı her bütçeye hitap etmeye bilir ama dediğim gibi nerede kalırsanız kalın zaten merkezde kalıyor olacaksınız.







12 Ekim 2014

MARDİN

Mardin masal şehrim benim, bendeki anlamı çok özel ve ayrıdır. 
Sokaklarında top oynamışlığım bile var. Sadece 4 gün kalmama rağmen etkisini yıllar geçirmiş gibi hissederim. Yaşam tarzınızın ne olduğu, hayat standartınızın nasıl olduğu, hangi kültüre ait olduğunuz bu şehirde hiç önemli değil. Dediğim gibi burası masal şehir. Mardin’i hissedebilmek için sadece sokaklarında gezmek yetmiyor, orada yaşayan insanlarla zaman geçirmek, sohbet etmek, dinlemek, sizi dinlemelerini izlemek gerekiyor.







Mardin’de girdiğim bir cafenin içinde kütüphane vardı, herkesin elinde bir kitap. Sipariş almaya gelen garsona, “ne güzel herkesin elinde bir kitap var” dedim, “bu kütüphaneyi çarşı iznine çıkan asker abiler yaptılar, onların arkadaşları yolladı kitapları. Bu cafe önceden kalabalık olmazdı, kitaplar geldikten sonra insanlar kitap okumak için gelmeye başladılar” dedi. O anda bu şehre daha çok hayran olmaya başladım.


Gezilecek Yerler
Mardin Evleri: Şehir zaten evleriyle meşhur. Mardin evlerini görmek için Mardin’de olmanız yeterli, her yerde karşınıza çıkıyor. Bir çoğunun içinde restorant , cafeler ve oteller var, mutlaka herhangi birisinin içine girip o ambiyansı yaşayın.

Sabancı Kent Müzesi: Müze Sakıp Sabancı tarafından kurulmuş, içinde düzenli aralıklarla değişen sergiler yer alıyor, Mardin’in en iyi restore edilmiş binalarından birisi. Sergi salonu ciddi anlamda çok etkileyici, bu müzeyi gezmeden sakın dönmeyin :)

Kartal Yuvası: Asıl adı Mardin Kalesidir. Bir çok medeniyet tarafından kullanılmış bu kale, Mardin’de turistlerin en çok ziyaret ettiği yer. Ancak kaleye tamamen çıkmanız mümkün değil, askeri alan olarak geçtiğinden dolayı çıkmanıza izin verilmiyor. Kalenin tarihini oradaki rehberlerden dinleyebiliyorsunuz. Şad Buhari döneminde kaledeki bütün halkın veba salgınından öldüğü söyleniyor. Kale kayalıklar üzerinde yer alıyor ve sizi kendine hayran bıraktırıyor.

Telkari: Mardin’e gidip gümüş almadan dönmek olmaz, çok fazla çeşidin arasında kaybolacaksınız.

Ne Yenir?
Öncelikle çok sayıda denk geleceğiniz Süryani evlerinden birisine girip, Süryani şarabının tadına mutlaka bakın.  Mardin’de yemek yiyebileceğiniz en iyi mekanlardan birisi Cerciş Murat Konağı, yemekler de ortam da muhteşem.

Elbette ki şehrin en meşhur yemeği Mardin Kebabı. Kebabı mangal ateşinde pişiriyorlar, yanında sumaklı soğan ve közlenmiş biber olmadan servis edilmiyor. Kaburga Dolması da çok meşhur, Mardin’de yemeden dönmemenizi öneririm.

Ve tabi mırra içmeyi de unutmamak lazım J Mırra içerken bilinmesi gereken bir gelenek var; fincanı yere bırakmamalısınız, bırakırsanız eğer ya içini altınla doldurmak zorundasınız ya da servis eden kişiyi evlendirmeniz gerekiyor :)

Nerede Kalınır?
Mardin akşamlarının tadını muhteşem Mardin manzarasıyla çıkartmamı sağlayan, Mardin Evi’ni restore ederek yapılmış olan Reyhani Kasri Hotel’i kesinlikle tavsiye ediyorum. Akşam otelin terasında yemek yerken, sabah yine aynı terasta kahvaltı yaparken bana teşekkür edeceksiniz :)

VAN

Biz iki arkadaş, pazar kahvaltısı planı yaparken “acaba Van’a mı gitsek?” sorusuyla başlayan bir macera bu J

Cumartesi sabah 6:45 uçağıyla yola çıktık, uçak yolculuğu tam 2 saat sürüyor. Hava alanından çıkış yaptıktan sonra, ilk hedefimiz internette methiyelerini okuduğumuz “bak hele bak” kahvaltı salonu oldu. Yolda adres sorduğumuz insanlar, şehir dışından geldiğimizi anlayınca bize yardım etmek için seferber oldu resmen. O samimi insanların arasında, işi gücü bırakıp Van’a yerleşesim geldi desem biraz abartmış olurum o yüzden demeyeyim J

Kahvaltı hakkında sayfalarca yazı yazabilirim, anlatıldığı kadar var. Muhteşem göl manzarası eşliğinde yaklaşık 4 saat kahvaltı yaptık.  Van’da kahvaltının yanında sıcak lavaş ekmeği, tereyağı ve otlu peynir mutlaka olurmuş. Bunun haricinde kavurmalı yumurta, bal kaymak, yeşil biber ve soğanla yapılan katı kıvamda cacık, tahin pekmez, peynir çeşitleri, söğüş ve murtuğa var.

Murtuğanın ne olduğunu bilmeyenler için; tereyağıyla kavrulan una, yumurta kırılıyor, yanında reçel ve cevizle servis ediliyor.  Benim damak tadıma uyacağını hiç düşünmesem de gayet lezzetliydi.
Kahvaltıdan sonra Van’ı keşfetmeye koyulduk.




Gezilecek Yerler
Van Kalesi: Buram buram tarih kokan bu kaleye gitmek için, uzunca bir yokuşu tırmanmayı göze almanız gerekiyor. Aman ben yokuş çıkamam, off ben yorulurum demeyin sakın, inanın o manzara için o yokuşu tırmanmaya değer. Büyüleyici bir göl manzarasının yanı sıra eski Van bölgesi manzarası da sizi bekliyor.




Van Çarşısı: Cumhuriyet ve Maraş olmak üzere iki caddeden oluşuyor. Peynirciler Çarşısı, Rus Pazarı gibi büyük çarşılar burada. Hediyelik eşya alışverişinizi buradan yapabilirsiniz. Çok sayıda gümüş dükkanı göreceksiniz, almasanız bile girin bakın orijinal şeyler hayranlık uyandırıyor.

Van Gölü: Çevresinde uzun yürüyüş yolunun yanı sıra, çok sayıda restorant ve çay bahçesi bulunuyor. Biz kısa bir yürüyüşün ardından, çay bahçesinde manzara izlemeyi tercih ettik.

Akdamar Adası: Adaya gitmek için, Akdamar dolmuşlarına binmeniz, sonrasında da kısa bir tekne yolculuğu yapmanız gerekiyor. Adanın atmosferi muazzam, içinde bulunan kiliseye hayran kaldık. Kilise etrafında turist kafileleri için rehberler var, onlardan kilisenin tarihini dinleyebilirsiniz. Van’a gidiyorsanız eğer, Akdamar Adası’nı görmeden dönmeyin.




Nerede Yenir?
Kahvaltıyı ilk gün “Bak Hele Bak” da ikinci gün “Sütçü Kenan” da yaptık. İkisi de Van’ın en meşhur kahvaltı mekanları ve bütün övgüleri hakediyorlar.

Yerel halk İstanbul’dan geldiğimizi öğrenince “İstanbullular hep Saçı Beyaz Pastanesine giderler” dedi. E madem hepsi gidiyor, bizim neyimiz eksik diyerek koyulduk yola. Pastane Mecburiyet Caddesinde bulunuyor. İçerisi biz gittiğimizde oldukça kalabalıktı, yer bulmak için biraz beklememiz gerekti. Saray burması ve baklavası meşhur olduğu için ikisinin de tadına baktık, tavsiye ederim J
Edremit sahil yolundan geçerseniz “Anotalia Kaburga” da kaburga yemenizi öneriyorum, yok böyle bir lezzet.

Nerede Kalınır?

Bu konuda çok fazla tavsiyede bulunamayacağım. Biz “Rescate Hotels” de kaldık. Şehrin en iyi otellerinden birisi. Bahçesinde bar bulunuyor, ortam nezih ve güzel, odalar göl manzaralı, yatağınızda uzanırken gölü seyredebiliyorsunuz. 5 yıldızlı olduğundan dolayı diğer otellere göre biraz daha pahalı ama konfor için fark ödemeyi göze aldık.